KİTAPLARI:
MUHALİF BİR EKONOMİSTİN GÜNCESİ
HORMONLU BÜYÜME YILLARI
EKONOMİNİN BİTİŞ DÜDÜĞÜ VE BAŞLAMA VURUŞU
Muhalifim, çünkü düşünüyorum, değerli okur…
Muhalifim öyleyse varım…
AKP ve onun besleyip kontrol ettiği medya sayesinde
zaten çok cılız bir güdü olan "kritik düşünme" ve "yapıcı
eleştiri" huyumuzu tümüyle yitirmiş durumdayız. Odin
bizi affetsin, cumhurbaşkanının yüksek faizin yüksek
enflasyona neden olduğunu iddia ettiği; isminin başında
"Prof" titri olan, yüksek tirajlı gazetelerde köşe tutan koca
adamların da "ya, öyledir, valla" diyebildikleri Alis'in
Harikalar Ülkesinde'yim, nasıl muhalif olmayayım?
Muhalif olmak bir vatan hizmeti… Gerek gazeteci,
gerekse ekonomist kimliğimle benim görevim hükümet
ve kudret sahiplerinin icraatlarını övmek olmamalı.
Översem, iyice şımarıp daha da büyük hatalar yaparlar.
Makalelerimi okuduğunuzda Türkiye'nin nasıl adım adım
sefalete sürüklendiğini göreceksiniz. Yapılan hataları,
sifonlanan fonları, eşe-dosta dağıtılan pozisyonlar ve
ihaleleri biz yazmasak, halk nasıl öğrenecek? Modern bir
toplum, güçlü bir muhalif basın olmadan nasıl
demokratik kararlar verebilir?
Türkiye bir türlü muhalif düşünce ile ekonomik kalkınma
arasındaki sıkı bağlantıyı da çözemedi. Bir şeyi
keşfetmek için önce varolandan memnuniyetsizlik
duymak lazım. Varolanısorgulamak, sürekli eskiyi
eleştirip, yeni düşünce üretmek inkişaftır. Einstein de
muhalifti, Steve Jobs da…
Ben çok yürekli bir insan değilim, öyle meydanlara inip
şimdilerde yapılan zulmü protesto edecek halim yok.
Ama yarın tarihin, bu dönemde yapılan haksızlıklara
sessiz kalan her düşünürü yargılayacağını çok iyi
biliyorum. Türkiye'nin nesiller boyunca sefalete mahkum
edilmesine sessiz kalmanın bir insanlık suçu olduğuna
inanıyorum.